AVRUPA`NIN EN UZUN 4.PARKURU LİKYA YOLU
Ülkemiz konumu itibariyle birçok doğal güzelliği içinde barındırır. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz bi o kadarda dağlık sayılır. Ortalama yükseltimiz 1132m dir. Bir çok akarsularımız, göllerimiz, ormanlarımız vardır. Böyle oluncada çeşitli yürüyüş parkularının oluşması kaçınılmaz olmuştur. Ülkemiz bir çoğumuzun bilmediği bir birinden güzel yürülüş parkularını içinde barındırır, ancak millet olarak pek yürümeyi sevmediğimizden dolayı bunlar fazla bilinen yerler değildir. Bazılarını sizin için araştırdım, gidip yürümesenizde fikir sahibi olabilirsiniz.
LİKYA YOLU (DOĞANIN ÜLKEMİZE SUNDUĞU EN BÜYÜK NİMETLERDEN BİRİ.)
Fethiye´den Antalya´ya uzanan bu yolun uzunluğu tam 509km. Bu kadar uzun mesafe ile dünyadaki yürüyüş parkurları arasında ilk yerini almış Likya yolu. Yeşilin binbir tonu ile mavinin binbir tonunu aynı anda görebilirsiniz bu yürüyüş parkurunda. Özellikle bahar aylarında giderseniz birbirinden güzel çiçeklerin arasından yürüyerek yürüyüşünüzü daha güzel bi hale getirebilirsiniz.
Fethiye´nin Faralya köyünden başlayıp Antalya´ya kadar devam eden bu tarihi yol yaz kış dünyadan birçok yürüyüş severi ülkemize çekmektedir. Tamamını yürümeye kalkarsanız konaklamalarıda hesap edersek 30-40 günde parkuru tamamlamak mümkün. Eğer hepsini yürüyecek gücünüz yoksa 15 er km lik farklı etaplar şeklindede yürüyebilirsiniz.
Garanti bankasının 1996 yılında ülkemizin sahip olduğu değerleri ortaya çıkarmak için yaptığı proje yarışmasında İngiliz uyruklu doğa sever Kate Clow un sunduğu Likya yolu projesinin birinci olmasıyla bu yürüyüş parkuru dünyaca üne kavuşmuştur. Daha sonra bu doğa severimiz Kardelen Karlı adını almıştır. Likya yolu Avrupanın en uzun 4. yoludur.
Likya “ışık ülkesi” anlamına gelmektedir. Likyalılar Fethiye Antalya arasında Milattan önce 3 bin yıllarında bugünkü Teke yarımadasına karşılık gelen yerde yaşamışlardır. Fethiye ile Antalya arasında uzanan sahil şeridinde yoğunlaşmış olmasına rağmen, çok dağlık ve ulaşılması, ele geçirilmesi güç bir hinterlanda sahip olmaları, özgür ve başı buyruk bir kültür geliştirmelerine zemin olmuştur.
Yemyeşil ormanlar içinde, yol boyunca mavinin bin bir tonuyla Akdeniz`i yanınıza alarak uzanan bu yolda antik kentleri keşfetmek, rengarenk açmış endemik bitkiler içinde yolculuğa çıkmak size her şeyi unutturabilir. Vaktiniz çok fazla değilse bu yolda hafta sonu kaçamağı yapmak bile sizi oldukça mutlu etmeye yeter.
Likya yolu yürüyüş severleri fazla da yormamak için parkurlara ayrılmış. Bu parkurlardan en güzel olanı İnişdibi-Çayağzı etabıdır. Antalya’nın Demre beldesi sınırları içinde kalan bu etap Antalya’dan Kaş’a doğru giderken Demre’yi geçtikten sonra, İnişdibi patika girişinden başlayarak 14 kilometre boyunca devam eder, Gökkaya Körfezi’ni ve Istlada Antik Kenti’nin ardından Çayağzı’nda son bulur.
Başlangıç noktasında ilk adımın atıldığı andan itibaren su gibi akıp giden etap, sürpriz güzellikleriyle hafızalardan silinmeyecek manzaralar sunuyor. Bir tarafta, tarihi kalıntıları altında barındıran pırıl pırıl deniz, diğer yanda asırlık zeytin ağaçları ve kızıl toprak arasından fışkıran rengarenk çiçekler ve kızıl çam ormanları.
Kızıl toprakla örtülü patika, arasında bulunan taşlardan dolayı, yağmur yağdığında dahi rahat yürünebiliyor. Patika boyunca zaman zaman kaybolan deniz, aynı zamanda etap boyunca en iyi pusula gibi eşlik ediyor. Etabın üçte ikisini tamamlayıp yüksek bir tepeden indikten sonra sizi karşılayan İlvit Çağıllı Koyu, adeta ödül gibi. Turkuaz renkli denizi bembeyaz taşlı kumsalıyla bu bakir koy, kahve içip biraz dinlenmek, hatta cam gibi suya atlayıp, yüzme molası vermek için harika bir fırsat. Yolun kalanı ise denize en yakın çizgide devam ediyor ve uzun bir sahilin ardından Çay ağzı’nda son buluyor.
Likya yolu üzerinde birçok kamp yeri bulabilirsiniz o yüzden yanınızda çadır getirmekte fayda var. Bölgenin ılıman iklime sahip olduğunu göz önünde bulundurursak hemen her mevsim her koyda çadır kurabiliriz. Çadırda kalmak istemeyenler hemen yakınlarda yer alan batık kent Kekova’nın deniz manzaralı pansiyonlarında da kalabilirler, ayrıca güzergah üzerinde birbirinden güzel birçok pansiyon bulabilirsiniz. Yörenin otlu ve zeytinyağlı yemekleri, günlük tutulan ve teknede pişirilen balıkları ve keçi sütünden yapılan dondurması denemeye değer. Diğer tarihi alanları keşfetmek için tekne turu da unutulmamalı.
Yolculuk için; En uygun zaman Mart –Mayıs ve Ekim-Kasım arasıdır. On ay boyunca yürünebilir. Yazın sıcağında, Haziran sonlarından sonra deniz kenarında su kaynakları kuruduğundan Temmuz-Ağustos yürüyüşü pek tavsiye edilmiyor. Parkur çok uzun. 5-7 veya 10 günlük etaplara bölünebilir. Tamamını yürümek isteyenler 30-40 günü göze almalıdır.10-12 saatlik bir yürüyüşle 20-25 gün arasında da yürünebilir.
Gerekli Malzemeler; Parkurda yapılacak günü birlik yürüyüşler için küçük bir sırt çantası taşınabilir. Çantanın içinde mutlaka yeterli miktarda yiyecek-içecek, yağmurluk, yedek t’shirt / pantolon, güneş koruyucu krem, bandana, şapka veya ter silerken de kullanabileceğiniz bir yemeni sizi gündüz yolculuklarında güneşten koruyacaktır. Havlu, mayo, çalılıkların bacaklarınızı çizmesinden korkmuyorsanız şort, tercihen hafif kumaştan uzun pantolon.
Kamplı yürüyüşler için bunların yanı sıra çadır, uyku tulumu, matara, el feneri ve kamp ocağı. Yağışsız havalarda yani yazın çadıra gerek kalmayabilir. Mutlaka ayak bileklerinizi saran yürüyüş ayakkabısı. Giysiler çok kalın olmamalı. Islandığında çabuk kuruyan kumaşlar tercih edilmeli. Yürüyüş sırasında enerji veren ve taşınması kolay kuru kayısı, ceviz, fındık, incir, bolca meyve ve su gereklidir. Tatlı istekleriniz içinse çikolata.
Kamp alanları; Likya Yolunun hemen her yerinde kamp yapabilirsiniz.
Kabak-Gavurağılı,
Kınık(Ksanthos) –Patara,
Kaş-Aperlai,
Demre-Finike,
Beycik-Tahtalı Dağı-Gedelme-Göynük Yaylası arasında konaklayacak yer (otel-pansiyon) bulunmuyor. Köy evlerinden veya köşk denilen çardaklardan yararlanabilirsiniz.
Ayrıca Demre-Finike,
Beycik-Tahtalı-Gedelme,
Gedelme-Göynük Yaylası-Göynük arasında 2- 3 gün arasında süren güzergahlarda alışveriş problemi yaşandığından erzak alımı yola çıkmadan yapılmalı.
En Güzel Parkurlar:
Faralya-Kabak Koyu arası,
Alınca-Yedi Burunlar,
Aperlai-Üçağız-Kekova-Gökkaya Koyu,
Gelidonya Feneri-Adrasan,
Musa Dağı-Olimpos-Çıralı,-Tekirova güzergahları.
Dağ çıkışı yapmak için Tahtalı Dağı’nı ve daha kolay bir parkur olan Alaca-Eren Tepe noktası tavsiye edilir. Kış aylarında Tahtalı Dağı buzlu olacağından ekipmanla (krampon, buz kazması gibi) gelinmesi önerilir.
Muhteşem Koylar, Eşsiz Plajlar: Yolculuğa başlarken Fethiye’de mutlaka Ölüdeniz Plajı, Kabak Koyu, Özlen Çayı, Patara, Kaş, Aparlai, Kekova, Gökkaya Koyu, Çayağazı, Finike kumsalları, Adrasan, Çıralı, Kesmeboğaz Çayı ve Çıralı-Tekiro