Japonların Mangal Keyfi

9154

MANGAL KEYFİNİ BİRDE BÖYLE DENEYİN

Bugüne kadar mangal ile ilgili deneyimlerinizi bir kenara bırakın ve Japonların bu işi nasıl yaptığını deneyimleyin.

 Mangal deyince aklımıza genelde mesire yerlerinde, deniz kenarlarında, piknik alanlarında elinde yelpaze ile kömürün yanması için uğraşan yurdum insanı aklımıza gelir. Keyifli olduğu kadar biraz zahmetlidir de mangal yakmak. Genelde bu et pişirme işi bir kişinin üzerine kalır, bu durumda kenarda oturanlar etleri sabırsızlıkla bekler. Mangalcıbaşı haricindekilerin keyifleri yerindedir, sıcacık dumanı üzerinde etler gelir afiyetle mideye indirilir.

   Bangkok ve Pattaya da rastlağım AKA restaurant bu olaya farklı ve çok keyifli bir yön kazandırmış. AKA bir japon restaurant, Japonlar her konuda olduğu gibi et konusundada en iyisini yapmayı başarmışlar. Aka restaurantı Bankoktaki Central World AVM`nin en üst katında ve Pattaya`da Centralfestival AVM nin en üst kadında bulabilersiniz. Aka yazısını gördüğünüz her yerde hiç tereddüt etmeden içeri girin. İçerde sizi çok güleryüzlü bir personel karşılayacak ve içerisi son derece temiz.  Her masanın ortasında iki adet mangal bulunuyor, ama bu masalar öyle bildiğiniz masalardan değil, biraz daha teknolojik. Siz yerinize yerleşir yerleşmez elinde kocaman iki kitapla garson geliyor ve menünüzü veriyor. Secenek çok burada etin her çeşidi mevcut. Dana , ördek, kuzu, domuz, somon, midye, balık, tavuk hepsini bulabilirsiniz, dilerseniz hepsinden isteyebilirsiniz.  Siparişinizi verdikten sonra elinde kovayla  görevli geliyor ve çok güzel şekilde yanmış közlerinizi masaya yerleştiriyor. Kömürleri çok güzel yakıyorlar , bütün kömürlerin heryeri kıpkırmızı olmuş ve mangalın heryerine eşit derecede sıcaklık veriyor , kömürler böyle güzel olunca tabiki etin çok güzel pişmesini sağlıyor ve lezzetine lezzet katıyor.

japon-restaurant

AKA`YA GELİNCE NE YEMELİ? 

   Aka`ya yolunuz düşerse menü çok geniş olduğundan dolayı biraz kafanız karışabilir. Benim tavsiyem kırmızı etten yana olun derim, deniz ürünlerini heryerde yiyebilirsiniz ama böyle lezzetli bir eti heryerde yiyemezsiniz. Bir belgeselde izlemiştim Japonlar sığırlarını arpa suyu ile özel bir yöntemle besliorlar, sanırım etleri bu yüzden çok lezzetli.
Seçiminizi kuzu eti ve sığır etinden oluşan bir tepsiden yana yapmanız damağınızı oldukça şenlendirecektir. Burada etler tepsiyle geliyor, Türkiye`de olduğu gibi ortaya da bir sepet ekmek koymuyorlar o yüzden gözünüz ekmek aramasın. Ekmek yok diyede hiç canınız sıkılmasın çünkü tepside 1 kiloya yakın et var. Kırmızı et haricinde kesinlikle bir tabak ördek eti yemeden ayrılmayın. Benim burada en çok beğendiğim özel sosta dinlendirilmiş ördek eti oldu, yumuşacık ağızda eriyen kıvamıyla ördek etine on puan verdim.
Önünüzde cızır cızır etler pişerken mangalın üzerinde  bir sigara dumanı kadar bile duman olmadığını fark edeceksiniz. Japon arkadaşlar sistemi kurmuşlar masanın altındaki bir kanal sistemiyle çıkabilecek olan tüm dumanı restauranttan dışarı atıyorlar, siz mangal keyfini doyasıya yaşarken dumandan ve kokudan eser yok. Mangalınız önünüzde oturduğunuz yerden etinizi istediğiniz kıvamda pişirip daha dumanı üzerindeyken mideye indiriveriyorsunuz.
Ayran haricinde burada her türlü içkiyi bulabilirsiniz özellikle kırmızı şarap seçeneği ço fazla, etinizi yerken kendinizi ödüllendirip bir şişe kırmızı şarap açtırabilirsiniz böyle güzel bir etin yanında.

japon-mutfagi japon-yemekleri

YEDİM İÇTİM HESAP NE KADAR ÖDERİM?
Tayland`ın bir çok yerinde olduğu gibi burada`da fiyat hesaplı gelecektir.En altta resimde gördüğünüz gibi bir menü için 15$ ödersiniz. Buraya yolu düşen herkese afiyet olsun….

Şarköy gezilecek yerler

MARMARANIN EN GÜZEL TATİL YERİ

Şarköy `ün ismini duymayan kalmamıştır sanırım, hiç duymayanınız bile Çıktım Şarköy ün yoluna sıra sıra zeytinler…. türküsünü mutlaka bir kez dinlemişsinizdir. Sıra sıra zeytinler demişken yol boylarındaki o sıra sıra zeytinleri artık görmek gitgide zorlaşıyor. Şarköy belediyesin imara açtığı güzelim zeytinlikler dilim dilim kesilip,  yurdumun dört bir yanından  gelmiş ve Şarköy ü adeta yenilecek bir pasta olarak gören ve en büyük dilimi kapma yarışı içersinde olan 50 kadar müteahhit tarafından düzensiz bir beton çöplüğüne doğru hızla ilerliyor Şarköy.
   Şarköy türküsünün de ayrı hüzünlü bir hikayesi vardır; olay Şarköyde geçiyor. o zamanlar 15 yaşındaki kızlar, olgun ve hanım olarak kabul edilirdi bildiğiniz gibi.. Nazife hanım Bakir kabul edilen güzel mi güzel bir kızdır.. Bu şarkıyı yazan genç bu kızla birlikte olur.. Ama bakirelik çok önemli olduğu için kızla birlikte olduğunda kızın bakire olmadığını anlar..(Bağa girdim bağ budanmış derken bunu anlatır).. O da kızı almaktan vazgeçer.. Kız iyice ortalık malı olur.. Sonradan kız o..pu kabul edilir.. Kadınlar ve ahali tarafından gençleri kötü yola yönlerdirdiği için öldürülür (15 yaşındada nazifede hanıma yazık ettiler)

sarkoy-iskele2014 temmuz ayında Şarköy`e tayinim çıkması sebebiyle burada yaşamaya başladım bakalım daha kaç sene burada kalacağız. 8 kilometrelik sahile sahip Şarköy İstanbul`a yakınlığı sebebiyle yazlıkçıların ve günübirlikçilerin akınına uğrar. Yerleşik nüfusu 30 bin civarında olan Şarköy yaz aylarında nüfus 200-250 bin kadar olmaktadır. İlçede çok fazla yazlık ev bulunmaktadır. Sırtını Ganos dağına yaslayan Şarköy bir yandan temiz dağ ve orman havası alırken bir yandan deniz havası alır, o yüzden Şarköy iklim bakımından ve hava temizliği bakımından oldukça iyidir.

Şarköy`e Nasıl gelinir; Şarköy İstanbul `a 230 Tekirdağ`a 84 kilometredir. Eğer Tekirdağ dan sonra Kumbağ ve Uçmakdere üzerinden gelirseniz yolu 17km daha kısaltırsınız, ancak bu yol deniz kenarından gelir ve oldukça virajlı ama bir o kadarda manzaralı bir yoldur, Uçmakdere köyünden geçen bu yol özellikle motorla gelecekler için tavsiye edilir.

Şarköy`de Nerede kalınır; Şarköyde öyle çok büyük yıldızlı oteller olmasada evlerini günübirlik kiraya veren oldukça fazla yazlık sabihi vardır, bu evlerden bir tane kiralayabilir yada ilçede bolunan genelde aile işletmesi olan pansiyon ve motellerden birinde kalabilirsiniz. Bayram günleri Şarköy kalabalık olduğundan yerinizi ayırtmadan gelmeyin plajda yatmak zorunda kalabilirsiniz yada fahiş fiyatlarla karşılaşabilirsiniz. Diğer günlerde sıkıntı çekmezsiniz. Beyaz Balina otel, sohbet motel, sedef pansiyon, deniz pansiyon belli başlı kalınacak yerlerdendir. İlçede öğretmen evi eskiden vardı ama 2 yıldır kapalı durumda boşuna kamu misafirhanesi hayalleri kurmayın.

Şarköy`de Alışveriş ; Şarköy e gelipte öyle alışveriş merkezi falan aramayın bulamazsınız , zaten pekte ihtiyaç duymuyoruz gerek yok. Çıkın dışarı Cuma ve Salı günleri kurulan pazarları gezin. Dalından yeni koparılmış üzümlerden alın, yada bağdan bahçeden yeni toplanmış birçok sebze ve meyveden alıp ağız tadıyla yemeğinizi yapın. Zeytin ve zeytinyağı alın, özellikle zeytinyağı alın çünkü Şarköy`ün iklimi nedeniyle kuzeyin zeytinyağları güneyin zeytinyağlarına göre  asit oranı daha az ve daha lezzetlidir mutlaka farkına varacaksınız. Cuma günü kurulan pazarı tavsiye ederim.
   İlçede Şarköy Çiftlik adında butik market vardır, burada her türlü yöresel ürünü en katkısız organik şekilde bulabilir , zeytinyağının kalitelisini ve birçok çeşidini alabilirsiniz. Ancak baştan belirteyim fiyatlar biraz pahalı ama ürünler kalitelidir. Benim tavsiyem zeytinyağından biraz anlıyorsanız pazardan köylünün kendi ürettiğinden daha uygun fiyata bulabilirsiniz.
   Şarköy`de Ne yenir; Sahilde birçok aile iştelmesi restoran bulunur, Cumhuriyet meydanında bulunan Beş Kardeşler lokantasında güzel kebap ve lahmacun yiyebilirsiniz, yada inönü caddesinde Eltis kafe de oldukça lezzetli menüler yiyebilirsiniz (buranın kahvatlısı ço iyidir), Deniz ürünleri için Limanda Balıknameyı tercih edebilirsiniz. Ama aracınız varsa deniz ürünleri için Şarköy e 5km mesafede bulunan Aşağı kalamış köyünün girişinde Kalamış  Restaurant&cafe yi mutlaka tercih etmenizi öneririm. Burası denize sıfır oldukça şirin ve balıkları bir o kadar güzel bir restaurant, hemde fiyatlar Şarköy e göre biraz daha uygun gelebilir.

kalamis-restaurant
Şarköy Gece hayatı; Şarköy`de öyle çok hızlı gece hayatı beklemeyin, öyle büyük clubte yoktur burada,  kendi çapında genelde bir gitarcı ve yanında saz ekibinden oluşan canlı müzik etkinlikleri sıkça görülür. Buradaki gece hayatından profesyonel hizmet beklemeyin hepsi küçük işletmedir profesyonellikten oldukça uzakta olan bu mekanları pek tavsiye etmesemde gitmek isteyenler için ilçede Deep Blue, orange bar, carlito pub, zı-bar, 34,5, ego club ve moonlight olmak üzere küçük publar mevcuttur. iştelmeler yaz sezonunda ne kaptın kaptım havasındadır, zaten birçoğu yaz başında açılır yaz sonunda kapanır. Burada profesyonel olmayan hizmete karşılık bira 15tl dir. Deep Blue bu saydıklarım yerler arasında popülerdir, ancak kaliteli canlı müzik dinlemek istiyorsanız Carlito  da çıkan Emre`ye denk gelirseniz dinleyin derim.

Şarköy gündüz hayatı; Şarköyde gündüz vakti bol bol denize girer kalabalık plajlarda güneşlenebilirsiniz. gündüzleri ilçe merkezi sakin plajlar bir o kadar kalabalıktır. Denizden sıkılanlar Uçmakdere tarafına doğayla iç içe yürüyüş  yapmaya veya deniz kenarında Çınaraltında piknik yapmaya gidebilirsiniz. WindSurf yapabilirsiniz sahilde, veya uçmakderede yamaç paraşütü yapabilirsiniz. Deniz kötüyse 25km ilerde sizi ege  denize bekliyor olacak Saroz körfezine gidip tertemiz sularda denize girebilirsiniz.

Şarköyde yapmanız gereken 10 şey:

1-Güne başlarken hemen iskelenin yanında bulunan Port kafede kafede kahvaltı edin.

port-kafe
2 -Bisikletinizle veya arabanızla Şarköy sahil şeridinden sırasıyla Eriklice, Aşağı kalamış, Mürefte, Hoşköy, Gaziköy, Uçmakdereye kadar geze geze gelip Uçmakdere yamaç paraşütü ve piknik yapın.
ucmakdere-yamas-parasutu
3-Uçmakdere köyünü gezin eski rum evlerini görün ve şarabının tadına bakın.

ucmakdere-rum-evleri

4-İğde bağları köpüne gidip Ganahora restoarunatta akşam yemeği yiyin. Burası tüm Şarköyü ve Marmara denizini kuşbaşıkı olarak görmektedir, güneşi burada batırın.

igdebaglari

5-Şarköy Cuma pazarını gezerek yöresel ürünlerden ve zeytinyağlarından almadan gitmeyin.

6-Veis kafede dondurma yiyin. www.veisdondurma.com
veis-dondurma

7-Aşağı kalamış köyü girişinde Kalamış restaurant&kafede akşam yemeği yiyin.

8- Carlito bar  a gidip canlı müzik dinleyin

9- Üzüm bağlarını gezin ve mutlaka yörenin şaraplarından alın, zira başta Doluca, kutman gibi büyük markalar olmakla birlikte çok sayıda aile iştelmeside bulunmaktadır. Hatta yöre halkının bir çoğu kendi şaraplarını yapar.

uzum-baglaricapari-balik
10- Balıkçılık merakınız varsa bir tekne sağlayıp denizde çapari yapın.

Kuru Et Nasıl Yapılır

7272

BU TARİFTEN SONRA KENDİNİZ`DE KURU ET YAPABİLİRSİNİZ

 Kuru et yapımı

  Ülkemizde henüz çok yaygın olmayan bir meze çeşidi de kuru ettir. “Boşnak eti” veya “isli et” olarak da bilinen kuru etin yapımı kolaydır, ancak sabır ister. Hazır olarak satılan çeşitleri bekleneni veremese de, özellikle bazı et lokantalarında ve içkili mekanlarda satılan el yapımı çeşitleri denemeye değerdir. Bunun yanı sıra dilerseniz, kasaptan alacağınız pastırmalık ete herhangi bir baharat dahi eklemeden kendi kuru etinizi hazırlayabilirsiniz.

            Başta da bahsedildiği gibi kuru et yapımı az emek, çok sabır isteyen bir işlemdir. İlk olarak yağı ve sinirleri ayrılmış olan et, sadece kırmızı kısmı kalacak şekilde hazırlanır. Eğer etiniz taze ise buzdolabında 1-2 gün dinlenmelidir.  Dinlenmiş et, düz bir tabana (kesme tahtası veya tepsi olabilir) konulduktan sonra üzeri tuzla kaplanır. Tuz tabakasının kalın olmasına dikkat edilmelidir. Tuzlama işlemindeki amaç, biyoloji dersinde öğrendiğimiz “osmoz” prensibi ile etin içindeki suyun, daha yoğun tuz içine geçirilmesidir. Et, tuz içerisinde en az bir hafta süre ile bekletilerek etin içindeki suyun tamamen boşalması sağlanır. Et tamamen sudan arındıktan sonra tuz tabakası üzerinden alınır. Daha sonra ise çektiği tuzu salması için 1-2 gün su içinde bekletilir. Eti içine koyduğunuz suyu sık sık değiştirirseniz, bu süre kısalabilir. Tuzdan arınmış et serin, kuru ve güneş ışığı almayan bir yerde 1-2 gün boyunca bekletildikten sonra tüketilmeye hazırdır.

            Sade çeşidi dışında, kuru etinizi tütsüleyerek de hazırlayabilirsiniz. “İsli et” olarak bilinen bu çeşidi hazırlamak için meşe, kestane, kayısı veya şeftali ağaçlarından elde edilen talaşlar kullanılır. Fırının en altına yayılan talaşlar, alev almadan, sadece is çıkaracak şekilde yakılır. Et ise fırının en üst rafına konulur. 2-3 saat süreyle tütsüleme işlemi uygulandıktan sonra et fırından çıkarılarak serin bir yerde muhafaza edilip, tüketime hazırlanır.

            Kuru ete rağbet giderek yükselen seviyededir. Bazı firmaların paketlenmiş halde hazır kuru et ürünlerini marketlerde bulabilirsiniz, ancak bu ürünler işlenmiştir ve koruyucu kimyasallar içermektedir. Bu nedenle el yapımı çeşitleri, hem sağlığınız açısından, hem de şüphesiz daha lezzetli olması açısından tavsiye edilir. Kuru etin gösterdiğiniz sabra değecek olduğundan emin olabilirsiniz

Çanakkale`de ne yenir?

1825

 LEZZETİN VE MANZARANIN ADRESİ HEKTOR ŞARAP EVİ

Yolunuz Çanakkale`ye düşerde Hektor Şarap evine uğramazsanız mükemmel bir akşam yemeğini kaçırıyorsunuz demektir. Haa uğradınız ve yemeği beğenmedizmi bana yazın hemen yazıyı kaldırayım o kadar emin konuşuyorum.
Hemen ağzızın sulanmaya başladıysa adres tarifiyle başlayalım o zaman; Çanakkaleden çıktınız Ezine istikametine doğru gidiyorsunuz yaklaşık 20km sonra İntepe mevkiinde bulunan yol üzerinde Erenköye dönün hemen döndükten 100 metre sonra köyün ana ceddesi üzerinde mükemmel manzarasıyla Hektor şarap evini bulacaksınız, korkmayın hiç zor değil.
hektor-sarap-evi
Çiçek kokuları, temiz havası ve taş binasıyla daha adım atar atmaz hoşunuza gidecek burası.  Sıcak kanlı personel karşılayacak sizi masanızı seçin ve verin siparişlerinizi,  benim tavsiyem kiremitte çupra olacak size, atıştırmalık olarak kiremitte kaşarlı mantar söyleyebilirsiniz. Ortaya da üzeri çok lezzetli bir kaşar peyniriyle kaplı gavur dağı salatası söylediniz mi , yemekten sonra yerinizden kalkamayacağınızın garantisini veririm. Yemekler hem çok lezzetli hem çok doyurucu. Hele önden servis edilen zeytinyağı ve kekikle fırınlanmış ekmeğin tadı hiç birşeyde yok. Toprak fırında pişmesi zaten bambaşka bir lezzet katıyor yemeklere.
toprak-firin kiremitte-cupra canakkale-bogazi
   Yemekler geldi ne içeyim diye düşünüyorsanız buranın yerli üzümlerinden ve bozcaada üzümlerinden yapılan şarap çeşitlerinden yudumlayarak güneşin batışının keyfini çıkarabilirsiniz.
   Fiyat konusuna gelince fazla endişelenmeyin fiyat ve lezzet ters orantılı,  zaten menüde herşeyin fiyatı açıkça yazıyor bütçeniz elverdiğince siparişinizi verebilirsiniz.

Istranca Dağlarında Kuzu Tandır

2084

KUZU TANDIR BURADA YENİR

TAŞ MEKAN;   adından da anlaşılacağı gibi Istıranca Dağlarının göbeğinde tamamen doğayla baş başa taştan yapılmış bir restaurant.  Burası benim için efsane denebilecek yerlerden bir yer. Güzel yerlere kolay ulaşılmıyor tabiki, buraya ulaşmak için ıstıranca ormanları arasından önce Kırklarelinin küçük ilçelerinden Demirköy`e ulaşmanız gerekiyor. Demirköy e geldiniz mi 3 km daha İğne Ada istikametine giderken sağda Taş Mekanı hemen farkedeceksiniz zaten muhteşem güzelliğiyle. Mekan konum olarak oldukça güzel bir yere kurulmuş, Demirköy çıkışında tepeye kurulması sebebiyle civardaki bir çok manzaraya hakim konumda önü tamamen yemşeşil ve ilçe manzarasıyla muhteşem bir görüntü sunuyor size, arkası ise ormanlık olması sebebiyle bir sessizlik bir huzur kaplıyor insanı. Yaz akşamları mekanın bahçesinde otururken hafif bir serinlik çöküyor üzerinize. Geriy bahçsesinde çocuklarınızı rahatlıkla bırakabilirsiniz.

tas-mekan

Burası İstanbul`a 200km uzaklıkta ama yol manzarası muhteşem, özellikle motorla gelirseniz kesinlikle bir daha gelmek isteyeceksiniz. Kahvaltıya yeşitebilenler muhteşem kahvaltı yapabilirler, benim tavsiyem burada et yemeniz.

Taş mekana mevsiminde gitmişseniz mutlaka kuzu tandır yemenizi tavsiye ederim, kuzu tandır yoksa da endişelenmeyin, çünkü bu bölgenin hayvanları doğal ormanda beslendiği için etleri oldukça lezzetli oluyor, kendinize pirzola, bonfile, kül bastı veya köfte sipariş edebilirsiniz, hangisini seçerseniz seçin pişnan olmazsınız. Siz etinizi yerken yanında rakı içebilir veya şarabınızı yudumlayabilirsiniz.

kuzu-tandir

Gördüğünüz gibi tandır harika, yanında mutlaka yoğurt sipariş edin, çünkü Demirköy`ün yoğurdu meşhur, burada manda yoğurdu, koyun yoğurdu bulabilirsiniz.

kuzu-tandir-nasil-yapilir kuzu-pirzola kuzu-tandir-tas-mekan

tandir-nasil-yapilir

Taş Mekan`ın içerside oldukça büyük ve ferah, duvarları taştan çatısı tamamen yöredeki ağaçlardan yapılan mekanda özellikle kış aylarında şöminede gürül gürül yanan meşe odunlarının karşısında  yemek yemenin tadı bambaşka oluyor. Gerçekten buranın atmosferi çok farklı, gittiğinizde oldukça mutlu olmuş bir şekilde dönekceksiniz.
tas_mekan2

Gelibolu`da ne yenir?

1732

BOĞAZA KARŞI MANGAL KEYFİ

Şimdi size unutamayacağınız eşsiz güzellikte bir yeri anlatmak istiyorum. Bu yazıyı hazırlarken bile ağzımın suyu akıyor. Bu keyfi yaşamak için öyle pek bir hazırlık yapmanıza bile gerek yok elinizi kolunuzu sallayarak gidebilirsiniz.

  GELİBOLU `nun nerde olduğunu bilmeyen varsa zaten hiç gitmesin, o yüzden konum hakkında pek fazla bir açıklama yapmak istemiyorum. Diyelim ki Gelibolu`ya yolunuz düşdü veya Gelibolu yakınlarında bir yerdesiniz ve karnınız aç! o zaman hemen liman karşısında bulunan balıkçılar çarşısına uğrayın ve mevsimine göre hangi balık tazeyse yiyeceğiniz kadar balığı hemen temizletin koyun poşete, yok efendim ben balık sevmiyorum et yemek istiyorum diyorsanız da Gelibolunun şahane et sanan kasaplarından birine uğrayın istediğiniz eti paketlettirip dorğu Bayraklı Baba Türbesinin olduğu yere  gidin, hemen karşınızda Deniz Feneri ni göreceksiniz işte tam fenerin dibi nayko`nun yeridir.
Kapıdan içeri girer girmez çok güzel bir bahçe  ve eşsiz güzellikte boğaz manzarası sizin iştahınızı daha bir arttıracak. Siz ağaçların altında önünüze gelen hazır yanmış mangalda, masanızda oturarak altınızdan çeşit çeşit gemilerin geçerken etlerinizi yediğinizi hayal edin.
Nayko`nun yerine gelirken yanınızda istediğiniz herşeyi getirebilirsiniz, hemen masanıza bir masa örtüsü ve servis açacaklar, yanınızada yanmış şekilde hazır mangalınız gelerek mangalınızı yapıyorsunuz burada. Hiç bir şey getirmesenizde olur çünkü burası zaten bir restaurant, hiç birşey getirmeyenler yemeğini restauranttan sipariş edebilirler. Alkollü içki  mevcut burada, benim tavsiyem etinizi ve balığınızı alın gelin başka birşey lazım değil mekanda zaten fiyatlar oldukça uygun, siz etinizi alın bırakın gerisini nayko`nun garsonları halletsin… Şimdiden hepinize afiyet olsun.

nayko

nayko-manzarasi nayko-fener palamut-izgara

Evde Siyah Zeytin Nasıl Yapılır

3705

EVDE SİYAH ZEYTİN YAPMAK ARTIK ÇOK KOLAY

Bugünlerde sofralarımızın vazgeçilmezi zeytin ile ilgili çeşitli oyunlar oynanmakta ve bir an önce zeytinin sofralık kıvama gelip satışa sunulması için çeşitli kimyasallar kullanılmaktadır. O zaman bizde ne yapıyoruz? tabiki kendi zeytinimizi kendimiz hazırlıyoruz. Nasıl yaparım diye hemen endişelenmeyin çünkü çok kolay en fazla 20 dakikamızı alacak bir iş.

KENDİ ZEYTİNİNİZİ KENDİNİZ YAPABİLİRSİNİZ

Malzemeler:

1kg dalından yeni koparılmış (en fazla bir haftalık) zeytin.
1 çay bardağı salamura tuz.
1 yemek kaşığı ayçiçek yağı.
1 yemek kaşığı sirke.
1 tatlı kaşığı toz şeker.

Önce zeytinlerimizi genişçe bir kabın içine koyup bolca suyla yıkayalım, sapralı varsa saplarını almaya özen gösterelim. Yıkadığımız suyun içine biraz sirke atarak bir iki saat dinlenmeye bırakalım.
Zeytinlerimiz güzelce yıkandıktan sonra, zeytin miktarına göre uygun kabımızı seçelim, bu bir pet şişe, kavanoz veya teneke olabilir.Kabımızın içine bir sıra zeytin bir sıra tuz olacak şekilde kabı ağzına kadar dolduralım. Kabı doldurduktan sonra üzerine yağ, sirke ve toz şekeri koyarak ağzını sıkıca kapatalım. Zeytin hazırlama işlemimiz bu kadar, şimdi zeytin bastığımız kabı ara sıra yanından gelip geçerken çevirelim veya bir tekme atalım ki tuz iyice zeytinin içine karışsın. 2 veya 2.5 ay sonra zeytinimiz sofraya konulacak kıvama gelecektir. Afiyet olsun…
siyah-zeytin-yapimi

Evde Tulum Peyniri Yapın

7211

ERZİNCAN TULUM PEYNİRİ NASIL YAPILIR

Kendisine has tadı olan Erzincan yöremize ait olan tulum peynirimizin yapımınu Erzincanlı kardeşimiz Yunus Emre Şekeroğlun`dan bizzat öğrenip yazıyorum.

Yapılacak tulum peynirin miktarına göre:
-2 litre koyun sütüne 2 kaşık sirke(elma ya da üzüm sirkesi) ve 2 avuç kaya tuzu
-4 litre sütüne 4 kaşık sirke ve 4 avuç kaya tuzu(sütün miktarına göre kendiniz ölçü olarak bu miktarları arttırabilirsiniz.)

Süt ince tülbentten yapılan süzekten ya da çok ince telli bir süzekten süzülerek, kaynama derecesine gelinceye kadar bir tencerede ateşte ısıtılır. Isıtılan süte, peynir mayası veya sirke katılır ve peynir kazanı kalın bir örtüyle iyice sarılarak, mayalanmaya bırakılır.

 Tahmini 4-5 saat sonra mayalanan süt.  kese gibi büyük bezden yapılan torbalara alınarak yüksek bir yerden asılır ve suyun peynirden süzülerek ayrılması sağlanır. Suyu süzülen peynirin, suyu iyice süzülsün diye büyükçe iki taşın arasına konularak süzülmeye bırakılır.
2-3 gün sonra bu taşların altında teker haline gelen peynirler plastik rende ile rendelenerek özellikle kaya tuzu ile karıştırılıp (tercihen Erzincan iline ait Kemah kaya tuzu)tuzlanarak yoğrulur. Püre halini alan peynir içi temizlenmiş halde koyun veya keçi derisine veya bidona tahta bir tokmak ya da cam şişe ile dövülerek kuvvetlice basılır. Eğer yapılan peynir deriye basılacaksa peynir basıldıktan sonra deri kalın bir iğne ile delinerek peynirin kalan suyu da akıtılır ve kurumaya bırakılır.
Yaptığımız peynir dinlensin diye buzdolabın da bir ya da bir buçuk ay dinlenmeye bırakılır.
Afiyet olsun…
erzincan-tulum-peyniri tulumpeyniri

Adıyaman Usulü Çiğ Köfte Nasıl Yapılır

1861

ÇİĞ KÖFTE NASIL YAPILIR

Çiğ Köftenin Hikayesi ; Hz. ibrahim, Nemrut’un putlarını kırarak, insanları Allah’ın varlığına inanmaya davet edince Nemrut öfkelenir ve Hz. İbrahim’in ateşe atılmasını emreder. Büyük bir ateş yakmak üzere yöredeki bütün odunlar toplanır. Tüm odunlar Nemrut’a lazım olduğu için Nemrut evlerde ateş yakmayı da yasaklar. Halk ateş yakmadan nasıl yemek yapacağını düşünür durur.

İşte bu günlerde bir Urfalı avcı, avladığı ceylanı eve getirerek hanımından yemek yapmasını ister. Hanım evde odun bulunmadığını söyler. Çevrede toplanacak bir tek dal dahi kalmamıştır.

Avcı, çoluk çocuğun aç kalmaması için hanımından bir çare bulmasını ister. Bunun üzerine kadın, ceylanın budundan yağsız et çıkararak bir tas üzerinde başka bir tasla döverek ezmeye baslar. Sonra ezilmiş eti bulgur, biber ve tuzla karıştırarak yoğurur, bahçesinden topladığı yeşil soğan ve maydanozla karıştırarak sofraya getirir. Böylece o leziz ve tadına doyulmaz ‘çiğköfte’ meydana gelir. Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı yaklaşık dört bin sene önce ortaya çıkan çiğköfte, bir yemek çeşidi olarak o günden günümüze kadar gelir.

Türkiyenin bir çok ilindeki çiğ köfte ustalarının yaptığı çiğ köfteleri yeme fırsatım oldu ancak Diyarbakır`da rastladığım Ali Ustanın köftesi gibi lezzetli olanı yemedim. Bu tarifi bizzat kendim aldım ve yapılışını izledim sizlerle paylaşmak istiyorum.

MALZEMELER 10 KİŞİLİK

  • 750gr çiğ köftelik kıyma
  • 1,5 kg esmer köftelik bulgur
  • 1 kilo domates salçası
  • 250ml nar ekşisi
  • 2 baş sarımsak
  • 2 domates
  • 250gr kara isot, 250 gr kırmızı pul biber
  • 1 demet maydonoz
  • 1 demet taze soğan
  • 4 baş kuru soğan
  • 1 su bardağı zeytinyağı
  • 3 limon
  • 1 yemek kaşığı kimyon, 1 yemek kaşığı karabiber

Çiğ köfte tepsimizin içine kıymayı, salçayı , ince ince kıydığımız sarımsakları, rendelediğimiz soğanları, kimyonu, karabiberi koyup 10 dakika yoğuralım. Daha sonra bulgurumuzu içine katalım ve birazda böyle yoğurduktan sonra, bisiklet tekeri gibi kestiğimiz limonları tepsinin içine katarak çiğ köftemizi limonla yoğuralım ki lezzeti gelsin. Köfte kıvama gelinceye kadar yoğurduktan sonra, ayrı bir kabın içine biberlerimizi koyalım üzerine nar ekşisini ve zeytinyağını boşaltarak iyice karıştıralım. Daha sonra bu hazırladığımız sosu da çiğ köftemizin üzerine döktükten sonra biraz daha yoğuralım. Son olarak ince ince kıydığımız yeşil soğanı ve maydonozlarıda kattıktan sonra (yalnız dikkat edelim yeşil soğanın sadece yaprak kısmını koyuyoruz) biraz daha yoğuralım ve çiğ köftemiz yemeye hazır. Ali ustaya bu güzel tarif için teşekkür ediyoruz başarıların devamını diliyoruz.
cig_kofte

23 Yıl Dünyayı Gezen Adam

 TAM 23 YIL HİÇ DURMADAN GEZDİ

Kanadalı gezgin Mike Spencer Bown, gerçekten sıradışı bir gezgin. 1990 yılında çıktığı yoldan, tam 23 yıl sonra evine döndü. Neredeyse dünyadaki ülkelerin tamamına yakını olan 190 ülkeyi gezen Bown, kendisini turist değil, gezgin olarak tanımlıyor.
Kendisinin kesinlikle bir turist olmadığını belirten Bown, The Sun gazetesine konuyla ilgili verdiği röportajda, “ülkelere ayak basmanın” gezgin olmak için yeterli olmadığını söyledi. Gittiği yerlerde halkla içiçe olmaya çabalayan Bown, birçok yerde kısa süreli işlerde de çalıştı ve hiçbir zaman bir turist gibi  gezmekle yetinmedi.
Dünyanın birçok tehlikeli bölgesini de ziyaret eden Kanadalı gezgin, 2010’da Somali’nin başkenti olan Mogadişu’yu, 20 yıl süren iç savaştan sonra ziyaret eden ilk gezgin oldu. Somali’deyken Türkiye tişörtü giydiği için casus sanıldı ve tam 4 kez ülkeden uzaklaştırılmak istendi, fakat her seferinde bir şekilde ülkede kalmak için bir yöntem buldu.
mike1 mike2
mike3 mike4
Nike Spencer Bown hayatını gezmeye adadı ve 21 yaşında ayrıldığı evine 44 yaşında döndü. Bu sırada da yaşadığı en unutulmaz 10 deneyimi şu şekilde sıraladı:
1- Everest’in tepesinden dünyaya bakmak. 2- Tanzanya’da hayvan sürülerinin büyük göçüne tanıklık etmek. 3- Peru’da Machu Picchu’daki İnka yolunu yürümek. 4- Alpler’in herhangi bir yerinde şarap ve peynir keyfi yapmak. 5- Ruanda’da gümüş sırtlı gorillerle yüz yüze gelmek. 6- Şam’da nargile içen insanlarla oturmak. 7- Sibirya demir yollarında körkütük sarhoş olmak. 8- Ürdün’ün Petra mağaralarında Indiana Jones’çuluk yapmak. 9- Fas’ta hipopotamlardan kaçmak için küreklere asılmak. 10- Kongo’daki Pigme kabileleriyle birlikte yapraktan bir kulübede yaşamak.

Takip edin

182HayranlarBeğen
0TakipçilerTakip et
13TakipçilerTakip et
0AbonelerAbone ol

Kaçırma